İçeriğe geç
Anasayfa » Blog » 12 Nisan 2022

12 Nisan 2022

2016 yılı haziran ayında Kızıltepe Devlet Hastanesi enfeksiyon hastalıkları polikliniğine birbirine benzer şikayetleri olan hastalar gelmeye başladı. Hastaların cilt enfeksiyonları vardı. Erişkin, çocuk fark etmeden hasta sayısı birkaç günde yirmileri geçti. Özellikle baş, boyun, yüz ve kol bölgelerinde yoğunlaşan yanık benzeri yaraları vardı bu hastaların. Tıp dilinde yarayı lezyon olarak tanımlarız. Hastalar lezyonlarından dolayı inanılmaz ağrılar içerisindeydiler. Ağrılar zona ağrısına benziyordu, yaşayan bilir, ama hastalığın salgın şeklinde gelişmesi ve vakaların ortaya çıkış süreleri nedeniyle zona düşünmedik. Yaraları geniş bir vücut alanına yayılan birkaç çocuğu sıvı kaybı olasılığına karşın yatırarak izlemeye karar verdik, orda da pediatriden destek aldım. Sağolsun hemen ilgilendi arkadaşım. Hastanede her branşta dayanışmayla çalışıyoruz, o günleri özlememin en önemli sebeplerinden biri de bu, birbirimize tutunmuştuk adeta. Mecburi hizmetin tüm zorluklarını, yalnızlığı, özlemi, iş yükünü dostluğumuzla yatıştırıyorduk. Daha önce görmediğim bu hastalık için cildiye doktorumuzla durum değerlendirmesi ve literatür taraması yaptık. Bu sırada sağlık müdürlüğüne durumu bildirdim ve bana bir ekip göndermelerini, birlikte hastaların yoğunluk gösterdiği köylere ziyarette bulunacağımızı söyledim. Mardin İl Sağlık Müdürlüğü ile daha önceden başlattığımız kronik hepatit B hastalığı ile mücadele çalışmalarımız (1) vardı; iki yıl Kızıltepe’nin, Mazıdağ’ın, Derik’in gezmediğimiz yeri kalmamıştı birlikte. Arada bir de tatarcık humması salgını yakalamışlığımız var, o da başka blog yazısı konusu.. Bu sefer de yeni bir salgından bahsettiğimde ekibi hemen organize edip Kızıltepe’ye geldiler. Yine düştük yollara. Köylüleri rahatsız etmemek için ilk olarak hastaneden bir personelin köyüyle başladık. Düşündüğümüzden daha büyük bir salgın vardı. Gittiğimiz evlerde bebekler, çocuklar yaraları nedeniyle acıyla ağlıyorlardı, bazılarını hastaneye yönlendirmek durumunda kaldık. Böyle bir salgının sebebi neydi? 2010 yılında asistanlığımın 2. yılındayken sevgili klinik şefim Taner Yıldırmak beni Fransa’da ECDC’nin düzenlediği 3 haftalık bir epidemiyoloji eğitimine göndermişti. Veyrier du Lac, Annecy’de muhteşem ufuk açıcı bir eğitimdi. O da bambaşka bir macera ama artık başka yazılara.. Bizde konu çok.. Bu eğitimde edindiğim bilgilerle hemen hasta kümelenmesi, zaman çizelgesi ve olası sebeplere yönelik bir çalışma yaptım. Herşey birkaç gün içinde olmuştu, bulaşıcı bir durum yok gibi görünüyordu, ortak maruziyet fikrinde yoğunlaştık. Derken cildiyeci arkadaşım İlhan, bu hastalar paederus dermatiti dedi (2). İlk defa duyuyordum, paederus dermatitis. Hastalığı iyice inceleyince tamamen emin olduk. Sonra hastalığın en yoğun olduğu köye tekrar gittik. Salonda köşe bucak dolaştık ve sonunda bulduk birkaç tanesi kümelenmişti, 1 cm’den daha küçük minnacık bu canlıların bu kadar insanın hayatını etkilemesi hayret vericiydi. Yaklaşık 100 kişiyi etkilemiş olan bu hastalık paederus denilen ufacık böceğin salgıladığı paederin maddesinin temas ettiği bölgelerde yanıklar oluşturmasından kaynaklanıyordu. 

Şimdi size herhangi bir hastalığı anlatmak için oturup da blog yazmak yerine makale yazardım herhalde. Peki Kızıltepe’deki bu salgını özel kılan neydi? 

ANIZLAR…

KAYNAKLAR

(1) https://dogruhaber.com.tr/haber/133133-hepatit-b-ile-mucadele-komisyonu-kuruldu/

(2) https://dermnetnz.org/topics/paederus-dermatitis